“Seçim öncesi suikast girişimi” Çok konuşulacak tecavüz sahnesi… Dikkat çeken İran detayı

‘The Apprentice’ filminin yapımcısı ve yönetmeni Tahran doğumlu yönetmen Ali Abbasi’yi, HBO’nun çok izlenen dizisi ‘The Last Of Us’tan hatırlıyor olabilirsiniz. Senaryo ise yazar Gabriel Sherman’a ait. Sherman şimdilerde ABD merkezli dergi Vanity Fair’de New York muhabirliği yapıyor.

Sherman’ın 4 Nisan 2024 tarihli yazısındaki şu ifadeler gözden kaçırılacak gibi değil:

“Trump onlarca yıldır kaos ve çatışmadan para kazandı. Çok sayıda boşanması, iflasları ve davaları, seri bir tabloid gösterisinde olay örgüsü olarak sahnelendi. Ancak Trump’ın 2024 başkanlık kampanyası, markasının uğursuz bir evrimini temsil ediyor: İntikam peşinde koşan sözde bir diktatör gibi koşuyor.”

Yazılarındaki Trump karşıtlığı açık… Sherman’ın yazdığı ‘Odadaki Çığlık’ adlı kitap, Fox News mutfağında yaşananları anlatıyor.

Tam da bu noktada ‘gerçek olaylardan esinlenilen’ senaryonun ne kadar tarafsız olabileceği tartışması başlıyor. Her ne kadar film genç Trump’ın başdanışmanı ve savunma avukatı Roy Cohn’la (Jeremy Strong) olan ilişkilerine ve iş insanlığından politikacıya evrilmesine odaklansa da eleştirmenler tarafından olumsuz eleştirilere maruz kaldı; ABD Başkan adayının ‘narsist ve ahlaksız’ resmedildiğini düşünenlerin sayısı bir hayli fazla…

İZLEYİCİYİ SARSAN TECAVÜZ SAHNESİ

Filmde çok sayıda eleştiri alan bir diğer nokta ise Trump’ın karısı Ivana Trump’a (Maria Bakalova) tecavüz ettiğini gösteren sahne… Ivana Trump 1990’daki boşanma ifadesinde eşinin kendisine tecavüz ettiğini belirtmiş, Trump ise iddiayı reddetmişti. Ivana Trump daha sonra bunu tam anlamıyla kastetmediğini, daha ziyade ihlal edildiğini hissettiğini söyleyerek bir çeşit ‘düzeltme’ yapmıştı.

Trump’ın tecavüz sahnesi, Ivana’nın fiziksel görünümünü küçümsemesinin ardından karısının öfkesiyle yüzleşmesi üzerine geliyor. Ivana’nın “Portakal gibi bir yüzün var, şişmanlıyorsun, çirkinleşiyorsun ve kelleşiyorsun” sözleri üzerine geleceğin başkanı karısını zorla yere yatırıp tecavüz ediyor.

Bu sahnenin yanı sıra Trump’ın liposuction yaptırması, kafa derisi küçültme ameliyatı geçirmesi gibi diğer tartışmalı sahneler, ABD başkanlık seçimleri için koşulan yarışın ortasında “The Apprentice”ı potansiyel olarak patlayıcı bir beyaz perde dramasına dönüştürüyor.

Film Cannes’da prömiyer yapsa da henüz vizyon tarihi belli değil.

TRUMP’IN SEÇİM EKİBİ DAVA AÇMAYA HAZIRLANIYOR

Beyazperdedeki genç Trump’ın yanlış tasvir edildiğini düşünen Cumhuriyetçiler ise kolları derhal sıvadı. Trump’ın 2024 Başkanlık Seçim Kampanyasındaki kurmayları, filmi dava etmeye hazırlanıyor.

Guardian, Trump kampanyasının baş sözcüsü Steven Cheung’un yasal işlem başlatacaklarını doğruladığını yazdı ve şu ifadelerine yer verdi:

“Bu çöp, eski, çürümüş yalanları sansasyonel hale getiren düpedüz bir kurgu. Hollywood elitlerinin Biden Duruşmalarında sergiledikleri tavır gibi: yaptıkları hiçbir şey işe yaramadığı için ve Başkan Trump’ın Beyaz Saray’ı geri alacağını, kendi adayını yeneceğini bildikleri için seçime müdahaleleri… Bu ‘film’ tamamen kötü niyetli bir karalama, gün yüzüne çıkmamalı ve ‘indirimin indirimi’ bölümünde yer almayı bile hak etmiyor, çöp bidonuna ait, hatta yakılması gereken bir çöp bidonuna ait”

YÖNETMEN ABBASİ’DEN TRUMP’A YANIT GECİKMEDİ

Trump’ın ekibi tarafından mahkemeye verileceği haberleri üzerine Hollywood Reporter’a konuşan yönetmen Ali Abbasi, filmi Trump’ın kendisi ile birlikte izlemeyi teklif etti ve bir adım ileri giderek ‘beğeneceğini’ düşündüğünü söyledi. Ardından kinayeli bir yorumda bulundu:

“Şiddetle nefret edeceği bir film olduğunu düşünmüyorum. Herkes onun birçok insanı dava ettiğinden bahsediyor fakat davaların kaçını kazandığı hakkında kimse konuşmuyor, ilginç değil mi?”

“APTALCA VE ALAKASIZ”

İngiliz film eleştirmeni Peter Bradshaw film hakkında ‘aptalca ve alakasız’ yorumunda bulundu ve şu ifadeleri kullandı:

“The Apprentice, Beyaz Saray öncesi kariyerinin taslağını çizerken bizi endişe verici bir şekilde eski Donald’a, Evde Tek Başına 2’de kısa bir rol alan Donald şakasına ve elbette kendi hit TV şovuna, artık komikliğin çok uzağında kalan bir şakaya götürüyor.”

İrlandalı The Irish Times’dan Tara Brady ise aktör Stan’i “Trump’ın tavırlarını parodiye kaymadan canlandırdığı” için övdü.

The Hollywood Reporter’ın baş film eleştirmeni David Rooney, Abbasi’nin Trump’ın liposuction ve saç ekimi gibi mide bulandırıcı ayrıntıların “ucuz bir hamle olarak görülebileceğini” belirtiyor. Abassi’nin filminin ortaya çıkardığı en net olgunun “artık günümüzün kaçınılmaz bir parçası olan ‘toksik’liğin, yarım yüzyıl önce iki adam arasındaki kutsal olmayan ittifak tarafından ne ölçüde şekillendirildiği” olduğunu söyledi.

“İTİBAR SUİKASTI”

Olumsuzları çoğunlukta olmakla birlikte çok sayıda yoruma konu olan tartışmalı filmin vizyon tarihi ne ABD ne de başka bir ülke için belli değil.

Filmin, seçim öncesi bir itibar suikastı girişimi olduğu yönünde yorum yapanların sayısı ise giderek artıyor.

Trump cephesinin başlatacağını söylediği hukuki sürecin, vizyon tarihi konusunu şekillendirmede epey etkili olacağı gerçeğini de es geçmemek gerek.

Filmin başkanlık seçimlerinde ABD halkı üzerinde etkili olup olmayacağı ise, ancak ve ancak film vizyona girdiği takdirde tartışılabilir…

Gözde S. Kadıoğlu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir