9 milyon insan ‘tek çizgi’ üzerinde yaşayacak! Araba yok, yürüyerek her yere 5 dakika

Derleyen: Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr –  Alışılmış şehir anlayışına yepyeni bir soluk getirecek olan The Line (Çizgi) doğrusal bir şehir yaratma projesi olarak biliniyor. Suudi Arabistan çölde devasa uzunlukta bir şehir inşa etmeyi planladığını açıkladığında kimileri gerçekleşebileceğini kimileri ise tamamen bir hayal ürünü olduğunu söyledi. ‘Line’ olarak da adlandırılan bu şehir, aslında iki gökdelenden oluşan ve başlangıçta 170 kilometre uzunluğunda olması planlanan, 9 milyon nüfusa ev sahipliği yapması hedeflenen bir megakent. İşte Suudi Arabistan’ın veliaht prensi Muhammed bin Selman tarafından 2017 yılında başlatılan fütüristik şehir kurma girişiminin dikkat çeken detayları.

‘ŞİMDİYE KADARKİ EN YAŞANABİLİR ŞEHİR’

İlk kez 2017 yılında duyurulan çöl mega kentinin, Suudi Arabistan’ın nüfusunu artırma ve küresel ekonomik güç merkezi olma çabaları kapsamında 2045 yılına kadar 9 milyon insana ev sahipliği yapması bekleniyor. Burada yaşayanlar, yıl boyunca hüküm süren bir mikro iklime sahip çölde hayatlarını sürdürecek ve ihtiyaç duydukları her türlü hizmete 5 dakikalık yürümeyle ulaşabilecek.

Kulağa oldukça çılgın gelse de bazı uzmanlar bunun mümkün olduğu konusunda hemfikir. Suudi Arabistan’ın veliaht prensi Muhammed bin Selman, ‘The Line’ projesinin tasarımlarını açıklarken, “Şimdiye kadarki en yaşanabilir şehir” olacağını söyledi. Kızıldeniz kıyısında kurulacak şehrin muazzam mühendislik başarısının yanı sıra yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle işleyeceğini de duyurdu. Yaklaşık 500 milyar dolara tamamlanması beklenen projedeki ilk aşamanın da 319 milyar dolara mâl olacağı düşünülüyor.

EŞİ BENZERİ OLMAYAN BİR ALTYAPI

The Line’ın dikkat çeken ana özelliği benzersiz altyapısı. Şehrin farklı bölgelerini birbirine bağlamak için hızlı ve etkili yollar sağlayan yüksek hızlı bir demir yolu hattı da inşa edilecek. Ayrıca tüm ulaşım tamamen elektrikli olacak, bu da şehri çevre dostu ve sürdürülebilir hale getirecek. Şehir, bölgenin doğal güzelliğini ve biyolojik çeşitliliğini koruyup vurgulamak için doğal alanlarla çevrili olacak. Şehir sakinleri, kentsel yaşam ve doğa arasında bir uyum yaratan yeşil parkların, göllerin, yürüyüş ve bisiklet yollarının tadını çıkarabilecekler.

Proje, Suudi Arabistan’ın geleceğin benzersiz ve yenilikçi şehrini yaratma tutkusunu ortaya koyan çığır açıcı bir atılım görülüyor. Dünya çapında ise geleceğin şehirlerini inşa etmek için ilham verici bir örnek olarak öne çıkarılıyor.

Danışmanlık şirketi Verisk Maplecroft’tan Torbjorn Soltvedt, yaptığı açıklamada, Neom şehrinin dünyanın en büyük yeşil hidrojen tesisine ev sahipliği yapması ve güneş ile rüzgar enerjisinden yararlanmasının planlandığını belirterek, “Projenin eşi benzeri görülmemiş ölçeği ve maliyeti göz önüne alındığında Neom şehrinin bir bütün olarak uygulanabilirliği belirsiz” dedi.

HER YERE YÜRÜYEREK 5 DAKİKADA ULAŞIM

Geleneksel düzenlerle karşılaştırıldığında, tek bir hat üzerinde inşa şehirlerin avantajları arasında hızlı işleyen toplu taşıma, doğaya kolay erişim ve daha eşitlikçi bir yaşam tarzı yer alıyor. Teorik olarak sonsuzluğa uzanan bu yapı, nüfus arttıkça da kolayca genişleyebilir. Ancak böylesi şehirlerde insanların yaşamak isteyip istemeyecekleri büyük bir soru işareti olarak duruyor.

Projeye bakıldığında şehir, kitlesel kentleşmeye ve iklim krizine bir çözüm olarak sunuluyor ve bölge topraklarının yüzde 95’ini koruyacak sürdürülebilir, araçsız bir ütopya olarak anlatılıyor. Tasarımcıları, tüm temel hizmetlere 5 dakika içinde erişilebileceğini ve doğanın sadece 2 dakikalık yürüme mesafesinde olacağını iddia ediyor. Şehir genelindeki yapay zeka destekli teknolojinin sürdürülebilirliği artıracağını ve sakinlerin yaşam beklentilerini en üst düzeye çıkaracağını da söylüyorlar.

Uluslararası mimarlık firması DIALOG’un ortağı Mona Lovgreen, “Bir şehir için doğru bir şekil yoktur. Şehirler genellikle doğal, kültürel, ulaşım, politik ve ekonomik faktörlere bağlı olarak zamanla evrimleşirler” diye konuştu.

TEPKİ GÖRÜNCE PLAN DEĞİŞTİ

Bu çöl yerleşiminde otomobiller olmayacak, bir uçtan bir uca yüksek hızlı trenlerle ulaşım sağlanacaktı ve bu sistem de yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle çalışacaktı. Ancak abartılı bulunan proje, hedeflerin gerçekçi olmadığı ve potansiyel olarak olumsuz ekolojik etkisi nedeniyle eleştirilere maruz kaldı. Proje için beklenen büyük dış yatırımların hızlıca gerçekleşmemesi, devasa şehrin planlarında da yavaşlamaya ve değişikliğe de sebep oldu. Projenin ilk aşamasında 1.5 milyon olarak öngörülen nüfus, yaşanan maddi krizlerle beraber 300 bin olarak güncellendi. Yapım aşamasında olan şehrin akıbetinin ne olacağı ise şu an bir muamma.